Sağlıkçılar İşi Bıraktı… Sağlık Bakanlığı Önüne Gelen Sağlıkçılar: “Nitelikli Bir Sağlık Sistemi ve Hastalarımız İçin Mücadele Ediyoruz”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Katılım Platformu’nu (SABİM) oluşturan 21 sağlık kuruluşuna üye sağlık çalışanları, bugün başlayan toplu sözleşme sürecinde taleplerine dikkat çekmek için iş bıraktı. Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan açıklamada, “Satın alma gücümüz hızla düşüyor, fazla mesai ücretimiz iş kanununa göre normal fazla mesaimizin 2 katı ama yarısından azını alıyoruz. Sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz. çocuklarımız, eğitim masraflarını ve hatta kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz, kaliteli bir sağlık sistemi ve hastalarımız için mücadele ediyoruz.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Çaba Platformu’nu (SABİM) oluşturan 21 sağlık kuruluşu bugün ve yarın iş bırakma eylemi düzenliyor. Özlük ve mali haklara, şiddete ve çalışma koşullarına karşı işlerinden istifa eden sağlık çalışanları, bugün “Birlikte kazanacağız”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Emek kazanmaktır” sloganlarıyla Sağlık Bakanlığı önünde eylem yaptı. hakkımız”, “Sefalete teslim olmayacağız”.
“YASALLARIN ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN YETERLİ OLMADIĞINI BİLİYORUZ”
21 sağlık kuruluşunun ortak açıklaması şöyle:
“Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde çalışmayı bırakma kararı aldık. Çünkü ölüyoruz, öldürülüyoruz, ekonomik olarak açlığın eşiğindeyiz. . Tükeniyoruz. AVM’lere bile tırnak makasıyla girilemeyen bir dönemde polikliniğe silahla girip sağa dönülebiliyor. Sola ateş edebilen insanlarla iç içe olduk. şiddetin gölgesinde hizmet üretmek için her an bu silahtan çıkacak bir kurşunla, kafamıza oksijen tüpü düşürülse bile bıçak darbesiyle her an ölebiliriz.Şiddeti önlemek için sadece yasaların yeterli olmayacağını biliyoruz. . , saygınlığın yok edilmesi, yetersiz hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakikalık denetim süreleri.
“MEZAR İÇİNDE AYLIĞA CEZALANDIRILDIK”
Şiddeti üretenin sistemin kendisi olduğunu biliyoruz. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansımayan ek ödemelerle teselli ediliyor ve kandırılıyoruz. Reel enflasyon karşısında sadece yüzde 5’lik bir artış görürken, emekliliğimize yansımayan artışla eğitimli olmanın cezası ve kabirde emekliliğe mahkûm oluyoruz.
“KİRALARIMIZI ÖDEMEKTE BİLE ZOR DURUYORUZ”
Alım gücümüz hızla düşüyor, fazla mesai ücretimiz iş kanununa göre normal fazla mesaimizin 2 katı olması lazım ama yarısından azını alıyoruz. Çocuklarımıza sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını ve hatta kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz.
Uluslararası aile hekimliği uygulamalarıyla ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmemiş, aile sağlığı çalışanları düşük tavan katsayısı ve ek ödeme ile yok sayılmış ve 85 milyon vatandaşımızın sağlık hizmeti birçok angarya iş yükü. ihmal edilir.
2010 yılından bu yana sayısız başarıya imza atan aile hekimliği pratiği, niteliksiz ellerden dolayı gerilemeye devam ediyor. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanun’a göre cezalar verilerek anayasal haklar hiçe sayılmakta, yetersizlik ve art niyet idarede etki alanını artırmaktadır.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI NEFES ALAMAZ”
Sağlık sistemindeki düzensizlik ve huzursuzluk nedeniyle doktorlarımız, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknikerlerimiz; Genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar da dahil olmak üzere sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor. Daha ne kadar vurabiliriz? Şimdi ben hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım diyerek göğsümüzü kabarttık, çalışanlar olarak da devlet memuruyum demekten utanır hale geldik.
“ARTIK BİR BÜYÜK TEK YETER”
Ayrıca Sarı-Sen’in toplu sözleşme teklifinde öne sürdüğü dayanışma ücretini de kabul etmiyoruz. Sendika priminin eşiklere bağlanmasını kabul etmiyoruz. Yetkili sendikanın kullandığı ve ayrımcılığa yol açan tıbbi olmayan ifadeleri kabul etmiyoruz. Ne yapacağız? Başımızı eğerek diyeceğiz ki ‘Boşver bu masraf bu hale geldi, başımı belaya sokayım mı?’ Yoksa bize yapılan zulme karşı sesimizi yükseltip tepkimizi mi göstereceğiz? Elbette demokratik tepkimizi yasal zeminde göstererek, hep birlikte, tek ses olarak artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz. Sağlığın en temel hak olduğunu biliyoruz. Sağlık hizmetleri bir ekip işi ve bir bütündür.
“İDEAL SAĞLIK SİSTEMİ İÇİN”
Ülkemizde oluşturulacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olarak, hastalarımızın kaliteli tedavi, bakım ve güzelleşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini dileriz. Pandemi, deprem ve her türlü zorlu koşullarda halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz özverili hizmetin unutulmamasını bekliyor, kaliteli sağlık için verilecek bu çabada tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz. sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de çabaladığımızın bilinciyle önemsiyoruz.”